26 Mayıs 2010

Hayat Dediğimiz Şey.....

Geçtiğimiz pazar katıldığım etkinlikte Güler bloglarımıza aslında çok zaman kendimizi, sevincimizi, üzüntümüzü, bazen kızgınlıklarımızı yazdığımızı söylemişti.
Ben de bu satırlarda çok kez yoğunluğumu, yorgunluğumu, hayat ilacım prensesimle olan diyaloglarımı, ona olan sevgimi yazdım. Neşeli yemek tariflerimin arasında bazen bahar yorgunluğumu, bazende işlerimin yoğunluğunu anlattım. Ama hiç bir zaman üzüntülerimi anlatmadım. Beni tanıyanlar çok iyi bilirler benim mizacım problemlerimi başkalarına anlatıp onları üzmeye, kendi sıkıntılarıma ortak etmeye uygun değildir. Ben hep bunları kendi içinde yaşarım . Ama bugün yaşadığım bir olay, belkide yılların verdiği bu birikimin bende yarattığı sonucu ve bu satırlara yansıması oldu.
Sabah erken bir saatte merdivenlerde karşılaştığımız sekreterimiz ismini yazmayı unuttuğu dönem arkadaşlarımdan birinin vefat ettiğini söyledi. Kim olduğunu öğreninceye kadar geçen 10 dakikalık süre bana belkide 10 asır gibi geldi...
O andan sonra bana hiç uymayan bir sorumsuzlukla masamın üzerinde duran yüzlerce sınav kağıdını, acil yazılması gereken bir raporu bırakarak son sınıfta iken hazırlanan okul yıllığımı elime aldım. Onun için ve diğer arkadaşlarım için yazılanları okudum. Onun okul futbol takımındayken çekilmiş resimlerine baktım, yaklaşık iki yıl önce evlenme yıldönümlerinde anlatılan büyük projelerini hatırladım. Son sınıfta iken arkadaşları ile birlikte beni arabasıyla son sürat son durağa bırakışını, benimde içimden sağ salim varayım diye nasıl dua ettiğimi, onunla ilgili Gökova'da anlatılanları hatırladım.
Birlikte derse girdiğimiz anfiyi, şimdi diz boyu ot bürümüş futbol oynadıkları sahayı ve onların ders aldığı, derse girmeden önce oturup konuştuğumuz, şimdi başka bir bölümün eğitim aldığı binayı uzun yıllardır ilk kez, hayatı yeni tanımaya başladığımız ama bizden çok şeylerin gitmediği öğrencilik yıllarımızı düşünerek gezdim...

Bugün belkide hayat dediğimiz şeyin aslında bir nefes olduğunu , ne dün, ne yarın sadece bu an olduğunu bir kez daha anladım...

24 Mayıs 2010

Soft Bowl Çay Saati Etkinliği


Pazar günü Sevgili Sevil'in davetlisi olarak Soft Bowl silikon kek kalıpları ile yapılan lezzetleri denemek ve Soft Bowl ürünleri hakkında bilgi edinebilmek için Üsküdar'da Hayal Hanım'ın ailesi ile birlikte işletmeciliğini yaptığı Mia Caramella Cafe 'de çay saati etkinliğindeydim. Mia Caramella Cafe sıcacık, Hayal Hanım ve annesi ile birlikte cıvıl cıvıl bir aile ortamı . Bizlere hazırladıkları lezzetler ise muhteşemdi.
"Yediğin, içtiğin senin olsun gezip gördüklerini anlat" diyebilirsiniz ama sabah gidip akşam İzmir'e geri dönünce bize ikram edilen, Soft Bowl ile yapılan nefis lezzetleri anlatmak daha doğru diye düşündüm.
Kelimenin tam anlamı ile yok yoktu. Nefis trüffler, antep fıstıklı mekikler, elmalı kek, sebzeli tam buğday unlu kek, fırında mücver, tuzlu mekikler, börülce ve maş salatası, zeytinyağlı yaprak sarma, ekmekçikler...
Herşey çok nefis ve lezizdi, hazırlayıp emek verenlerin ellerine sağlık. Blog dünyasından tanıdığım bir çok arkadaşı görmek, onlarla sohbet etmek en az bu lezzetler kadar da hoştu..

Ayrıca Soft Bowl kalıpları ile ilgili bilgilendirmeleri için de Sayın Selami Gökdere Bey'e ve Sayın Pelin Başsoy'a çok teşekkürler..

Günün sonunda etkinliğe katılım belgelerimiz ve Soft Bowl firmasının bizler için hazırladığı hediyelerimiz verildi. Başta Sevil ve Hayal Hanım olmak üzere tüm Soft Bowl yetkililerine çok teşekkür ediyorum...



21 Mayıs 2010

Pancar Marmeladı

Tabakta gördüğümde benim çok sevdiğim mürdüm eriği reçelinin küçük küçük doğranarak pişirildiğini düşünmüştüm. "Tat bir kere " dediğinde arkadaşım önce ne olduğunu anlamamıştım. Alışılmışın dışında ama hoş bir tadı vardı. Sonra bana pancar marmeladı olduğunu söylediğinde " pancarında marmeladı mı olur ?" demiştim.
Dedim ama tadı da damağımda kalınca kendim için bir kavanozluk küçük bir ölçü denedim...



Gereken Malzemeler:
  • 2 adet büyük boy pancar
  • 3 adet orta boy havuç
  • 2 su bardağı toz şeker
  • 2 su bardağı su
  • 1 tatlı kaşığı limon kabuğu rendesi
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 7-8 adet öğütülmüş karanfil
  • 1 tatlı kaşığı limon suyu

Yapılışı :

  • Pancar ve havuçları ayrı ayrı haşlayıp rendenin iri tarafı ile rendeleyin.
  • Bir tencerede su ve şekeri iyice kaynatın biraz koyulaşsın.
  • Üzerine rendelenmiş pancar ve havuçları ilave edin.
  • 20 dakika kaynatıktan sonra tarçın, dövülmüş karanfil ve limon kabuklarını ilave ederek 10 dakika daha kaynatın.
  • En son limon suyunu ilave ederek 5 dakika daha kaynatarak ocağı kapatın.
  • Soğuyunca kavanoza koyup ağzını sıkıca kapatın.

19 Mayıs 2010

Zeytin Dilimli Peynirli Pay

İki gündür işlerimin yoğunluğundan, sonu bir türlü gelmeyen toplantılardan, bir de bunlar yetmiyormuş gibi son anda programıma dahil olan fabrika ziyaretinden, yaptığım tarifleri bloğumda paylaşamadım. Kendim bile bloğumu açtığım zaman çok sevmeme rağmen kabak çiçeğinden sıkıldım.
Güne sabah kahvaltısı için hazırladığım zeytin dilimli peynirli pay ile başlamak istedim. Sabah kahvaltısı için , beş çayları için nefis bir tarif ilk kez denememe rağmen tadı harika, üstelik tabakta sunumuda çok hoş ...

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu olsun...

Gereken Malzemeler:
  • 1 adet yumurta
  • 2 çorba kaşığı yoğurt
  • 3/4 su bardağı sıvı yağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı mahlep
  • Aldığı kadar un

İç Malzemesi:

  • 1 su bardağı rendelenmiş beyaz peynir
  • 1 su bardağı az tuzlu lor peyniri
  • 1 çay bardağı dilimlenmiş siyah zeytin
  • 1 kase kıyılmış dereotu
  • 1 kase kıyılmış maydanoz

Üzerine:

  • 1 su bardağı süt
  • 1 adet yumurta

Yapılışı :

  • Sıvıyağ, yumurta, yoğurt, kabartma tozu, mahlep ve azar azar ilave ettiğiniz un ile yumuşak bir hamur hazırlayın.
  • Hamuru 20 dakika dolapta dinlendirin.
  • İç malzemesi için peynirleri, dereotunu, maydanozu ve dilimlenmiş zeytinleri karıştırın. Dilerseniz pul biber ilave edin.
  • Hamurdan bir avuç kadar parçayı ayırın.
  • Kalan hamuru katı yağ ile yağladığınız tart kalıbına kenarlarını kaplayacak şekilde yayın.
  • İçine iç harcını yerleştirin.
  • Ayırdığınız hamurdan küçük parçalar koparıp uzun şeritler hazırlayın. Bunları kafes şeklinde peynirli zeytinli harcın üzerine yerleştirin.
  • Payın üzerine çırpılmış süt ve yumurta karışımını dökün.
  • Dilerseniz kafeslerin arasına ikiye bölünmüş domatesler yerleştirin.
  • Önceden 175 derece ısıtılmış fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin.



16 Mayıs 2010

Peynirli Kabak Çiçeği

Yaz sebzeleri daha bir farklı, daha çeşitli sanki ya da yazın ışıltısı bu sebzeleri daha çekici kılıyor belkide. Taze fasulyeden patlıcana, kabaktan bibere kadar o kadar çok çeşit var ki. Üstelik benim gibi değişik tarifleri yapmayı seviyorsanız ve ev halkıda iyi yapılmış her yemeği yiyorsa bence tariflerin sonu yok...

Peynirli kabak çiçeğide bana göre oldukça farklı, yiyenlere göre harika bir lezzet. Kabak çiçeğinin dolmasını yaz gelince çok sık yapmama rağmen peynirli kabak çiçeğini ilk defa yaptım.
Tarif Sofra Dergisinin eski sayılarından. Fakat ben tarifte yumurta sayısını azaltarak, içine dereotu ve ince kıyılmış taze soğan ilave ederek değişiklik yaptım.
Sonuçta hem görünüşü hem de tadı ile bir çok kez denemek istediğim bir lezzet çıktı ortaya....


Gereken Malzemeler:
  • 15 adet kabak çiçeği
  • Yarım şişe soda
  • 1 yumurta
  • tuz, karabiber
  • 3-4 yemek kaşığı un

İç harcı:

  • 1 su bardağı tatlı veya az tuzlu lor peyniri
  • iki kibrit kutusu kadar ezilmiş veya rendelenmiş beyaz peynir
  • 1 adet yumurta
  • 3-4 dal taze soğan
  • 1 çay bardağı kadar kıyılmış dereotu
  • 1 tatlı kaşığı toz nane

Kızartmak için sıvı yağ

Yapılışı :

  • Önce kabak çiçeklerini su dolu genişçe bir kaba yavaşça alın.
  • Su içinde bir süre bekleyen kabak çiçeklerinin çiçek kısımları hafifçe açılacaktır.
  • İçindeki varsa tohum kısımlarını dikkatlice koparın.
  • Başka bir kapta yarım şişe sodayı, yumurtayı ve unu sulu yoğurt kıvamına gelinceye kadar karıştırın tuzunu ve biberini ilave edin.
  • İç harcı için lor peynirini, ezilmiş bayaz peyniri, ince kıyılmış taze soğanları, dereotunu, naneyi ve yumurtayı iyice karıştırın. Tuzunu ayarlayın dilerseniz kırmızı biberde ilave edebilirsiniz.
  • Kabak çiçeklerini sudan çıkarıp süzdürün.
  • Yapraklarını hafifçe koparmadan açıp iç harcını bastırarak doldurun ve kenardaki yaprakları üzerine kapatın. Tüm malzemeler bitip kabak çiçekleri doluncaya kadar işlemi tekrarlayın.
  • Doldurulmuş kabak çiçeklerini sulu yoğurt kıvamına getirdiğiniz sodalı harca batırıp çıkarın.
  • Kızgın yağda kızartın. Kızartılmış kabak çiçeklerini kağıt havluya çıkarın.
  • Fazla yağını bıraktığında yeşillikle veya sarmısaklı yoğurtla servis yapın.

  • İç malzemesini çiçeklerinin büyüklüğüne göre azaltıp çoğaltabilirsiniz.
  • İç harcına tuzlu lor peyniri koyarsanız tuz ilave ederken kontrol etmelisiniz.

14 Mayıs 2010

Tatlı (Sweet) Blog Ödülüm

Tatlı mı tatlı bir blogtan ödül aldım. Sevgili Çiğdem bloğumu Tatlı Bloglar arasında seçmiş. Beni onurlandırdığı için Çiğdem' e çok teşekkür ederim. Bu ödülünde yine diğer ödüller gibi kuralları varmış. Benimde 10 bloğu seçmem gerekiyormuş. Bu bloglar sayesinde o kadar tatlı, içten insanlar tanıdım ki 10 kişiyi seçmem çok zor.

Ben de bu ödülü beni izlemeye alan, değerli zamanlarını ayırıp bana yorum yazan, sadece sessizce izleyip yorum yazamayan, bloğuma tıklayıp tarifleri inceleyen herkese gönderiyorum.
Sevgiyle, sağlıkla kalın...

12 Mayıs 2010

Krem Şokola

Bu bloğa tarif yazmaya başladığım zaman amacım eski tarif defterimdeki, önce düzenli sonrada gelişi güzel hatta kağıt parçalarına yazılmış tarifleri bir bir yazıp, Mügeciğime büyüdüğünde kullanacağı geniş bir arşiv oluşturmaktı. Böylece tarif defterimdeki tüm tarifleride de yazıp bitirecektim. Ama tarifler bitmediği gibi Eylül ayından bu yana bu deftere ilave, yeni bir defter tutmaya başladım.
Bunun içindeki tariflerde blog arkadaşlarımda beğendiklerim, tadının bizim ağız tadımıza uygun olduğunu düşündüğüm tarifler...

Bunlardan biride geçtiğimiz hafta Sevgili Aslı'nın bloğunda gördüğüm, malzemelerine bakınca " tam prensese göre" dediğim bol çikolatalı bir tarif. Aslı'da bu tarifi Tuğba'dan almış. Aslı'ya ve Tuğba'ya paylaşımları için teşekkür ederim.

Çikolata sevenlerin mutlaka denemesi gereken bir tarif...


Gereken Malzemeler:

  • 5 su bardağı süt
  • 3 çorba kaşığı pirinç unu (tepeleme)
  • 4 çorba kaşığı tozşeker (tepeleme)
  • 3 çorba kaşığı kakao
  • 1/2 kutu krema
  • 1 paket bitter çikolata (80gr)
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 paket vanilin
  • üzerine süslemek için file antep fıstığı, minik acıbadem kurabiyeleri

Yapılışı :

  • Bir tencerenin içine pirinç unu, şeker ve kakaoyu koyup karıştırın.
  • Hazırlanan karışımın üzerine sütü ekleyip, orta ateşte sürekli karıştırarak kaynamasını bekleyin.
  • Kaynamasına yakın, önce krema ve bitter çikolatayı sonra tarçın ve vanilini ekleyip karıştırın.
  • Karışım göz göz olmaya başlayınca ocaktan alıp servis edeceğiniz kuplara pay edip, ılınmasını bekleyin.
  • Ilınan kupları buzdolabına koyup soğuk olarak servis yapın.
  • Dilerseniz üzerini antep fıstığı, hindistan cevizi veya minik acıbadem kurabiyeleri ile süsleyin.


10 Mayıs 2010

Tulum Peynirli Girit Kabağı Salatası

Girit kabağını diğer kabak çeşitlerinden daha çok seviyorum, mini minicik, dalından kopmuş tazecik. Üstelik çok küçük oldukları içinde kabuklarını soymaya gerek yok. Daha önce yine Girit Mutfağından bir tarifte Peynirli Girit Kabağında kullanmıştım.
Bu kez ise turşuyu andıran hafif ekşimsi tadıyla, İzmir tulumuyla salata olarak hazırladım...

Gereken Malzemeler :
  • Yarım kg Girit Kabağı ( marketlerde minyatür kabak diye satılıyor)
  • Yarım çay bardağı sirke (elma sirkesi kullandım)
  • 3-4 diş sarmısak
  • 2 kibrit kutusu kadar tulum peyniri
  • sızma zeytinyağı
  • üzerine kıyılmış dereotu
  • tuz

Yapılışı :

  • Girit kabaklarının uçlarını keserek kabuklarını soymadan iyice yıkayın. Yarım saat kadar sirkeli suda bekletin.
  • Kaynayan tuzlu su dolu tencereye atıp bölünmeden yumuşayıncaya kadar haşlayın.
  • Haşlanan kabakların suyunu süzüp derin bir kaseye alın.
  • Dövülmüş sarmısak ve sirke ilavesi ile 6-7 saat bekletin ( ben bir gece buzdolabında beklettim).
  • Servis tabağına alın,üzerine küçük doğranmış tulum peyniri ( dilerseniz peyniri rendeleyebilirsiniz), kıyılmış dereotu ilave edin.
  • Dilediğiniz miktarda ( iki yemek kaşığı kullandım) sızma zeytinyağını üzerine gezdirin.

9 Mayıs 2010

Anneler Günü ve Çilekli Cheesecake


ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

Başta Canım Annem olmak üzere , Tüm Annelerin , Anne Adaylarının

Anneler Günü Kutlu olsun.

Bu duyguyu, bana doyasıya yaşattığı için

Canım Kızıma, Prensesime, Hayat İlacıma Sonsuz Teşekkürler...


Çilekli Cheesecake tarifi de Çocuklarına "bana senin varlığın en güzel hediye" diyen Değerli Annelerimiz için olsun....
Tarifi Eya 'da Cheesecake Şölenine Gönderiyorum.
,
Gereken Malzemeler :

Taban Hamuru İçin:
  • 1 adet yumurta
  • 1 yemek kaşığı soğuk süt
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 paket vanilya şekeri
  • 2 su bardağı un
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • 150 gr tereyağı

Kreması İçin:

  • 750 gr süzme yoğurt
  • 2 su bardağı toz şeker
  • 1 paket vanilya puding (toz halinde kullanılacak)
  • 3 yumurta ( sarısı ve beyazı ayrılarak çırpılacak)
  • 1 paket vanilya
  • Kabartma tozu (taban hamurundan arta kalanı kullanabilirsiniz)
  • 1 adet limonun rendelenmiş kabuğu
Üzeri İçin:
  • Çilek ,
  • 1 paket tart jölesi
  • File antep fıstığı
Yapılışı :
  • Buzdolabından çıkardığınız tereyağını diğer hamur malzemelerinin ilavesi ile yumuşak özlü bir hamur haline gelinceye kadar yoğurun. Taban hamurunu hazırlarken ikinci bardak unu azar azar ilave edin.
  • Hamuru buzdolabında yarım saat bekletin.
  • Kremayı hazırlamak için önce yumurtaların sarısını ve beyazını ayırın.
  • Yumurta sarılarını toz şeker, vanilya ilavesi ile çırpın.
  • Süzme yoğurdu da ilave ederek çırpmaya devam edin.
  • Diğer tarafta yumurtanın aklarını kar haline gelinceye kadar çırpın.
  • Krema malzemesine çırpılmış kar haline gelmiş yumurta aklarını, toz halindeki vanilyalı pudingi, kabartma tozunu ve limon rendesini karıştırarak kremayı hazır hale getirin.
  • 26 cm çapındaki kelepçeli kalıbın tabanına yağlı kağıt serin, yan taraflarınıda katı yağ ile yağlayın.
  • Taban hamurunu merdane ile açıp, kalıbın tabanını ve yan kısımlarını kaplayacak şekilde yerleştirin.
  • Kremayı hamurun üzerine döküp 175 derece ısıtılımış fırında pişmeye bırakın.
  • Pişme sırasında üstünün çatlamaması için ısıya dayanıklı bir cam kaba su koyun. Bu şekilde çatlamayı önleyebilirsiniz.
  • Pişme sırasında yaklaşık 45-50 dakika fırını açmayın.
  • Bu süre sonunda kalıbı hafifçe salladığınızda krema kısmı hafif sulu olacaktır. Fırını kapatıp cheesecake' i fırın içinde iki saat kadar bekletin .
  • Fırından aldığınız zaman krema kısmı sertleşmiş olmalıdır. Soğuyunca budolabında en az 6-7 saat bekletin. Bekleme süresinin uzun olması kıvamı ve lezzetini artıracaktır.
  • Buzdolabında yeterince beklemiş cheesecake'in üzerine ikiye böldüğünüz çilekleri yerleştirin. Üzerine file antep fıstıklarını serpin.
  • Tart jölesini üzerindeki tarife göre hazırlayıp ortadan başlayarak çileklerin üzerine dökün.
  • Ilınınca jölenin donması için birkaç saat buzdolabında bekletin.Daha sonra servis yapın



7 Mayıs 2010

Muhallebili Peynir Tatlısı

Peynir tatlısını ceviz, antep fıstığı ile bazende tahin ile süsleyerek sunmuştum, ama bloglarda gördüğüm muhallebili olanını hiç denememiştim.. Evde kalan son paketi bu kez dondurma muhallebisindeki muhallebi tarifi ile denedim. Tepsiye dizerken, fazla gelenleri bir kaç kup a paylaştırınca tek porsiyonluk sunumlarla da hoş oldu...

Gereken Malzemeler:

  • 1 paket peynir tatlısı
  • Paketin üzerindeki ölçülere göre su ve toz şeker
  • Yarım su bardağı dövülmüş ceviz

Muhallebi için :

  • 1 kg süt
  • 3-4 yemek kaşığı un
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 1 yemek kaşığı ucu ile tereyağı
  • istenirse yarım limon kabuğu rendesi

Süslemek için :

  • Dövülmüş antep fıstığı ve ceviz

Yapılışı :

  • Paket üzerindeki ölçülere göre su ve şekeri karıştırarak peynir tatlısının şurubunu hazırlayın. (Paketlerdeki ölçüler farklılık gösterebileceği için miktarları yazmadım)
  • Kaynayan şuruba peynir tatlılarını ilave edin. Tatlılar şurubunu çekinceye kadar hafifçe kırmadan karıştırın.
  • Şurubunu iyice çeken tatlıları bir tepsiye dizin. Dilerseniz kuplara da paylaştırabilirsiniz.
  • Üzerine ince kıyılmış ceviz serpin.
  • Diğer tarafta muhallebi için tereyağı hariç bütün malzemeleri un ve şeker eriyinceye kadar karıştırın.
  • Sonra muhallebi gibi göz göz oluncaya kadar pişirin.Tereyağını ilave edin. Ocaktan aldıktan sonra 5 dakika mikserle çırpın.
  • Peynir tatlılarının üzerine muhallebiyi dökün.
  • Soğuyunca üzerini antep fıstığı ve ceviz ile süsleyin.
  • Buzdolabında 2-3 saat dinlendirdikten sonra servis yapın.

6 Mayıs 2010

Sütlü Sebzeli Bulgur Pilavı

Pirinç pilavına göre besin değeri daha yüksek olmasına rağmen bulgur pilavını daha çok aile arasında yemek sofralarına getiriyoruz. Davet sofralarına pirinç pilavının beyaz asaleti daha çok yakışıyor sanki.
Bulguru daha çok kısır olarak , değişik pişirilmiş köftelerde veya börek içlerinde sunuyoruz yemek masalarımızda. Oysa farklı sunumlar, içine ilave edilen değişik sebzelerle farklı lezzetler yaratmak mümkün.


Gereken Malzemeler:

  • 1 su bardağı iri pilavlık bulgur
  • 3-4 yaprak pazı
  • 1 adet pırasa
  • 1 adet havuç
  • 1 su bardağı et suyu veya su
  • yarım su bardağı süt
  • 3-4 dal taze soğan ( dilerseniz kuru soğanda kullanabilirsiniz)
  • 1 yemek kaşığı salça ( yarım yemek kaşığı biber +yarım yemek kaşığı domates salçası kullandım)
  • tuz, karabiber
  • zeytinyağ

Yapılışı :

  • Havuçların dış kısımlarını kazıyın , rendenin iri tarafı ile rendeleyin.
  • Pırasalarıda yıkayıp ince ince doğrayın.
  • Pazıların ortadaki damarlı kısımlarını çıkarıp kalan yaprakları ince kıyın.
  • Havuçları ve pırasaları yağda hafifçe soteleyin.
  • Diriliği gidince taze soğanları ve pazıları ilave edin, yumuşayıncaya kadar pişirin.
  • Üzerine salçayı da ilave edip bir kaç kez iyice karıştırın.
  • Suyu ve sütü ilave edin.
  • Kaynamaya başlayınca yıkayıp suyunu süzdüğünüz bulgurları tencereye ilave edin.
  • Tuzunu ilave edip karıştırın tencerenin kapağını kapatın.
  • Pilav kaynamaya başlayınca ocağı kısık ateşe alın.
  • Suyunu çekince ocağı kapatın.Tencere kapağının altına kağıt havlu koyarak demlendirin.
  • Servis sırasında üzerine kıyılmış dereotu serpebilirsiniz.

4 Mayıs 2010

Havuç Çorbası

Kış boyunca yaptığım ama yayınlamaya, daha doğrusu fotoğraflarını çekmeye fırsat bulamadığım bir çorba tarifi. Yemek yapmak bana göre çok kolay ama fotoğraf çekmek yok mu, bence blog dünyasının en zor işi. Bir yazıdaki iki kare için 10- 15 tane poz çekmek , bunların içinden en uygununu bulmak ya da bulamamak, beğenilmeyince başka sefere bırakmak. Ya da uygun ışığı yakalamak için evin değişik yerlerinde elinde kase ile dolaşmak:))

Zerdeçallı havuç çorbası da kış boyunca bir çok kez yapılmasına rağmen uygun görüntülenemediği için bahar aylarına kalan tariflerden...


Gereken Malzemeler:
  • 3 adet havuç
  • 1 adet orta boy patates
  • 1 adet orta boy soğan
  • 1 tatlı kaşığı zerdaçal
  • 1 su bardağı süt
  • 5 su bardağı su veya et suyu
  • zeytinyağ
  • tuz, karabiber
  • üzerine krema veya kırmızı biber

Yapılışı :

  • Havuçların üzerini kazıyıp halka şeklinde doğrayın.
  • Tencerede iri doğranmış soğanları yağda kavurun.
  • Üzerine havuçları da ilave edip kavurmaya devam edin.
  • Patatesleri orta büyüklükteki parçalara bölüp havuçların üzerine ilave edip çok az soteleyin.
  • Tüm malzemelerin üzerine suyu ilave edip sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirin.
  • Pişen malzemeleri pürüzsüz kıvama gelinceye kadar blender dan geçirin.
  • Yoğun kıvamlı çorbayı süt ilavesi ile sulandırın. Kıvamını istediğinize göre su ilavesi ile de ayarlayabilirsiniz.
  • Zerdeçalı ve tuzu da ilave ederek bir taşım kaynatın.
  • Servis sırasında krema veya kırmızı biberle süsleyin.





2 Mayıs 2010

Fındık Ezmeli Kurabiye

Üst üste iki hafta sonu tatil yapmak bana çok iyi geldi. Özellikle de hafta sonu iş günleri gibi erken kalkıp prensesle kursa gidince tek tatil günüm pazar bana yetmez olmuştu. Bir saat bile olsa geç uyanmak, sabah koşuşturması olmadan rahatça kahvaltı yapmak, acele etmeden güne başlamak... " Ne kadar güzelmiş " dedim bu hafta sonu.

Evde iki gün kalıp plansız programsız, saate bakmadan dilediğimce vakit geçirmeyi ne kadar çok özlemişim meğer. Bu kurabiyelerde işte bu keyifli programsız hafta sonunun lezzetlerinden. Dolabın içinde yarısı bitmiş duran, ama bu aralar Mügeciğimin sabah kahvaltısındaki çikolatalı ekmek aşkından son kullanma tarihine kadar yenmesi mümkün gözükmeyen fındık ezmesinden yapıldı. Annesininde bu aralar pek merak saldığı esmer şekerler eklenince yumuşacık kurabiyeler çıktı ortaya.

Gereken Malzemeler:
  • 1 adet yumurta
  • Yarım su bardağı esmer şeker
  • Yarım kavanoz fındık ezmesi ( 320 gr lık kavanozun yarısı)
  • 3 yemek kaşığı yoğurt (tepeleme)
  • Yarım su bardağı sıvı yağ ( yemeklik zeytinyağ kullandım)
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • aldığı kadar un
  • üzerine fındık
Yapılışı :
  • Yumurta, şeker, fındık ezmesi, yoğurt, vanilya ve yağı iyice karıştırın.
  • Üzerine kabartma tozu ve azar azar un ilave edin.
  • Kulak memesi yumuşaklığında bir hamur tutun.
  • Cevizden biraz büyük parçalar koparıp, yuvarlak şekil verin.
  • Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirin.
  • Üzerine bütün fındıklar koyun.
  • 175 derece ısıtılmış fırında hafif pembeleşinceye kadar pişirin.

theme design by GeCe